21 Ekim 2013

İŞVERENLER DİKKAT! 6331 YÜRÜRLÜKTE




6331 Sayılı Kanun’un Gidişatı

 

Uzun zamandır 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile parlayan iş güvenliği sektörünü izlemeye aldık, buna paralel olarak da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çalışmalarını ve bilgilendirmelerini takip ediyoruz. Bir yandan da TBMM’de iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili görüşmeleri de ibretle takip etmekteyiz. Bu yazıda 6331 Sayılı Kanun ile ilgili gelişmeler hakkındaki yorum ve görüşlerimizi paylaşacağız. Yazacaklarımızı çok yönlü düşünmeye çalışarak iş sağlığı ve güvenliği konusunu herkes açısından irdelemeye çalışacağız.

Öncelikle 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili yasal değişiklikleri takip edebilmek gerçekten çok güç. Çünkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın resmi web sitesinde bulunan süresi geçmiş ve değişikliğe uğramış eski yönetmeliklerin halen yürürlükteymiş gibi yayında kalması işleri karıştırıyor. Resmî Gazete’yi günlük olarak takip etme alışkanlığına sahip olmayan iş güvenliği profesyonellerinin işi çok zor. Çünkü bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bilgi İşlem Merkezi çok yavaş çalışıyor ve İSG profesyonellerine güncel ve taze bilgi sunamıyor. Eğer İSG profesyoneli iseniz İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu açısından güncel kalabilmek açısından size tavsiyelerimiz şunlardır;

  • Resmî Gazete’yi mutlaka her gün okuyun, hatta sabah kalktığınızda ilk işiniz bu olsun.
  • İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili tüm forumlara üye olun ve sürekli paylaşılanları izleyin,
  • Facebook üzerinde kurulmuş 6331 Sayılı Kanun ile ilgili tüm grup ve sayfalara üye olun ve takip edin,
  • İş Güvenliği alanında çalışırken emin olmadığınız bir yasal konu için mutlaka 170 numaralı telefonu arayarak danışın,
  • Kaynaksız kişisel yorumlara göre hareket etmeyip, kaynak verilen bilgileri bir kaç kaynaktan mutlaka teyit edin

Yukarıda saydıklarımızı biz her zaman yapıyoruz çünkü buna mecburuz. Eğer Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Katip sistemi içerisinde daha aktif bir bilgi paylaşımı kısmı olsaydı bu kadar zorlanmamıza gerek kalmayacaktı. Dolayısıyla ilgili bakanlık isg profesyonellerine etkin bir bilgilendirme alt yapısı kurmadığı sürece bu yukarıda belirttiklerimizi mutlaka her gün yapmak zorunda kalacağız, her neyse…

 

Şimdi farklı açılardan 6331 Sayılı Kanunun gidişatına bakalım;

Devlet Yasal Olarak, 6331 sayılı Yasa’ya göre işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlığı hizmeti alma zorunluluğu:

  • 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 01/07/2016 tarihinde
  • 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 01/01/2014 tarihinde yürürlüğe girecektir;

Ancak söz konusu Yasa’nın risk değerlendirmesi, iş güvenliği eğitimleri ve acil durum planları yapılmasını zorunlu kılan düzenlemesi 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Buna göre çalışanı bulunan işyerlerinde tehlikelerin belirlenip, risklerinin değerlendirilmesi ve bunun sonucunda alınacak önlemlerle risklerin ortadan kaldırılması ya da kabul edilebilir seviyelere düşürülmesi için gerekli çalışmaların belli aralıklarla yenilenmesi gereklidir. 

Hazırlanan bu risk analizi’nin tehlike sınıfına göre geçerlilik süreleri bulunmaktadır. Buna göre çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde iki yıl tehlikeli sınıftaki işyerlerinde ise dört yıl, az tehlikeli sınıflar için altı yıl süreyle geçerlidir. Ancak İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 12. Maddesinde belirtilen (işyerinin taşınması, iş kazası olması gibi) sebeplerin gerçekleşmesi halinde risk değerlendirmesinin yeniden yapılması gerekir.

Hazırlanan risk analizini herhangi bir yere gönderilmesine gerek yoktur ; ancak raporun incelenerek, imza altına alınması, gerekli aksiyonların alınması, alınacak önlemler sonrasında risk değerinin risk değerlendirme prosedürü doğrultusunda yeniden değerlendirilmesi  ve kuruluştaki riskler hakkında tüm çalışanların bilgilendirilmesi (İmza ile) gerekmektedir.Ayrıca bu risk analizinin İşyerinde bulundurulması ve yetkili denetim elemanlarına istendiğinde gösterilmesi gereklidir.

Devlet Yönetimi Açısından; Kanun çıkartıldı. İlgili birimler görevlendirildi. İlgili yasa çıkartıldı. Artık yönetimin gündeminden çıktı. Çözüm süreci, Suriye Savaşı, Mısır’daki ihtilal gibi konular devlet yönetimini şu anda daha fazla ilgilendiriyor. Yani TBMM gündeminde İş Sağlığı ve Güvenliği konusu şimdilik rafa kalkmış görünüyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Açısından; 6331 Sayılı Kanun kapsamında yönetmelikler çıkartılıyor. İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimleri’nin belgelendirme çalışmaları devam ediyor. Bir ara televizyonlarda görünce sevindiğimiz iş güvenliği kamu spot reklamlarının yayından kaldırılmış olması, yeterli denetimlerin yapılmıyor olması ve iş güvenliği ile ilgili olarak bilgilendirme seminer ve konferanslarının Anadolu’da küçük esnafa kadar inmemiş olmasından anlaşılıyor ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı henüz bu 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili alt yapı çalışmalarını tamamlayamamış durumda ve zaman kazanmaya çalışıyor.

İşverenler Açısından; İşverenlerin büyük çoğunluğu ISO belgesinde olduğu gibi günü kurtarma derdinde. Bununla birlikte özellikle küçük işletmelerin iş güvenliği kanunu ile ilgili olarak mükellefiyetleri hakkında hiç bir bilgileri bulunmamakta. Yani şu anda sorumlulukları arasında bulunan risk değerlendirmesi, acil durum planı gibi yaptırmaları gerekli olan mükellefiyetlerinden haberleri bile yok.

OSGB’ler ve Eğitim Kurumları Açısından; Bu konuda en şanslı kesimler. İtiraf etmek gerekir ki OSGB ve eğitim kurumları şu anda İş Sağlığı ve Güvenliği açısından en taze ve en güncel bilgilere ve en tutarlı kanun yorumlarına sahipler. Buna paralel olarak da sektörün kaymağı şu anda OSGB ve eğitim kurumları tarafından kullanılmakta. Buna paralel olarak OSGB ve Eğitim Kurumları üzerlerinde sosyal sorumluluk yokmuş gibi hareket ediyorlar. Esnafa ya da çalışanlara yani halka yönelik ücretsiz kamuoyu bilgilendirme çalışması yapmıyorlar. Ucuza İSG profesyoneli istihdam ederek, alabilecekleri kadar çok pasta payı alma derdindeler.

İSG Profesyonelleri Açısından; Kurs maliyetine takılıp ucuza çalışan ve üstüne üstlük karambole bir çok riskin altına girerek ekmek parası kazanma derdinde olan iş güvenliği uzmanı olanlar olduğu gibi, belki bir gün lazım olur diyerek sertifikasını duvar süsü yapmış olan ve bu sektörden umudunu kesmiş iş güvenliği uzmanları da bulunmakta. Piyasada çalışan iş güvenliği uzmanlarından neredeyse yarısı kopyalama şeklinde ezbere iş yaparak çalışıyor. 217 saatlik çalışma süresini düşünmeden danışmanlık şirketlerinde eğitim, risk değerlendirmesi ve acil durum planı gibi konular üzerine çalışan isg profesyonelleri de bulunmakta. Ancak genel baktığımızda özellikle C Sınıfı iş Güvenliği Uzmanları için “İş Güvenliği sektörünün ameleleri” ifadesini kullanmak durumu özetleyecektir.

Çalışanlar Açısından; Onlar için gerçekten hiç bir şey değişmedi. Hala sakatlanıyorlar, hala ölüyorlar…

 


Bu haber : 4764 kez izlenmiştir
Bu sayfa : 1691553 kez ziyaret edilmiştir.
Bu sayfa : 1690662 kez ziyaret edilmiştir.

Aşağı İn Yukarı Çık
Bu sayfa : 1692631 kez ziyaret edilmiştir.